Kurbanın mahiyeti Kurban kelime olarak dilimize Arapça'dan gelmiştir. Arap dilinde "Udhiye" kelimesiyle ifade edilir. Kurban "yaklaşmak" ve isim olarak "kendisiyle yaklaşılan" anlamına gelir. Terim mânâsı ise: Allahü Teâlâ'ya yaklaşmak için kurban niyetiyle belirli vakitte kesilen özel hayvanın adıdır.Kurban da zekât gibi hicretin ikinci yılında emredilmiştir. Kurban hakkında Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes." Müfessirlerin bazılarının görüşüne göre buradaki "namaz" bayram namazı, "kesmek"ten kasıt ise kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanlardır. Kurban kesmenin ve kurban bayramında bayram namazı kılmanın vacip olduğuna bu ayet delil gösterilmiştir. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz (s.a) de kurban kesmiş ve kurban kesmeyi öğütlemiştir. Kurban'ınTarihçesi Bilindiği gibi kurban olayı Hz. İbrahim ve oğlu İsmail ile başlar İbrahim (a.s) hanımı Hz. Hacer ve oğlu İsmail'i Mekke'ye yerleştirmişti. İbrahim (a.s) Şam'daki evinde uyurken rüyasında oğlu İsmail (as.)'i kurban ettiğini görmüştü. İbrahim (a.s) bunun üzerine hemen Mekke'ye gitti ve İsmail'i annesinin yanında buldu. İsmail (as.)'a: "Oğlum! bir ip ve büyük bir bıçak al. Sonra şu vadiye gidelim de ev halkına odun toplayalım" dedi. Rabbinin kendisine rüyasından emretiği şeyden bahsetmedi.Baba oğul Şi'b Vadisi'ne doğru yöneldikleri zaman, şeytan bir insan kılığında görünüp, Allah'ın emrini yerine getirmekten vazgeçirmek için İbrahim (a.s)'in önüne geçti. Onu kandıramadı. İbrahim (a.s) onu kovdu. Aynı şekilde İsmail ve Hacer (as.)'e de müdahale etmek istediyse de başaramadı. Hepsi de Allah'ın buyruğunu dinlemek ve ona boyun eğmekte birleşti. İbrahim (a.s) vadide oğlu İsmail ile başbaşa kalınca ona: "Oğulcuğum, ben seni rüyamda boğazlıyor gördüm!" diyerek, kendisine emrolunanı haber verdi.İsmail (a.s): "Babacığım sana emrolunanı yap" dedi. Sonra da "Babacığım! beni kurban etmek istediğin zaman, beni iple sıkıca bağla ki benden sana karşı, bir şey isabet edip de ecrim eksilmesin. Hem seni beni boğazlamak için yatıracağın zaman, yüzü koyun yatır, alnımı yere getir. Çünkü yüzüme bakınca kalbin incelir ve bu durumun Allah'ın sana emrettiği şeyi yerine getirmene engel olabileceğinden korkarım!" dedi. İbrahim (a.s) "Oğulcağızım! Sen bana Allah'ın emrettiği şey hakkında ne güzel yardımda bulundur." dedi ve onu, istediği gibi sıkıca bağladı. İbrahim (a.s) bıçağı, İsmail (a.s)'in boğazına bastırınca sanki bıçak bakır bir levha ile karşılaşmış gibi boğazını kesmedi, İbrahim (a,s) bıçağı iki-üç defa biledi. Fakat muvaffak olamadı. O sırada yüce Allah tarafından: "Ey İbrahim! rüyana sadakat gösterdin, işte sana oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık, onu boğazla!" buyuruldu.Bu konu Kur'an-ı Kerim'de açık bir şekilde anlatılmıştır. İşte İsmail (a.s)'in kurban edilmesinin kısa tarihçesi budur. Kurbanı Kimler KesmelidirKurban bayramında, Allah'a yaklaşmak niyetiyle kurban kesmek, hür, mukim, buluğa ermiş müslüman, zengin olan kimselere vaciptir. Kurban kesmekle sorumlu olmak için İmam-ı Azam'a göre akıl ve buluğ şart değildir. Yani zengin olmaları kaydıyla çocuklar adına velileri kesebilirler. Ancak diğer bir görüşe göre de akıl ve buluğ şarttır. Zengin çocukların kurban kesmeleri gerekmez. Tercih edilen görüş de bu ikincisidir.Yolcu olanlara kurban kesmek vacip değildir. Zira yolcu için kurban kesmekte ve etinin değerlendirilmesinde bir takım güçlükler çıkabilir.Birden fazla kişinin ortak olmasının geçerli olduğu hayvanlarda hepsinin kurban niyetiyle kesmeleri gerekir. İçlerinden birisi et maksadıyla ortak olursa, o kurban geçerli sayılmaz. Günümüzde bu konuda karşımıza çıkan önemli bir mesele de kurbanı kesmekle mükellef olacak kimsenin zenginlik ölçüsünün ne olduğudur, ilmihal kitaplarında zekât verme limiti olarak 90 gram altın veya onun para olarak karşılığı -kişinin borcunun dışında- kaydedilir.Ancak günümüz müslümanın günlük ihtiyaçlarının dışında yaptığı harcamalarda kendisini zor duruma düşürecek lüks eşya borçlanmalarına girdiği göz önünde tutulursa, bu iş özelde kişilerin kendi vicdani muhasebelerine kalmaktadır. Fakat biz yine de yukarıda kaydettiğimiz gibi zikredilen oranda maddi birikimi olan kimseye kurbanın vacip olduğunu hatırlatmakla yetiniyoruz. Kurban Kesilecek Hayvanın Türü Kurbanlar; yalnız koyun, keçi, deve ve sığır cinsi hayvanlardan kesilebilir. Bunların erkekleri ve dişileri kurban edilmede eşittir. Bununla birlikte koyun türünün erkeğini kurban etmek daha efdal görülmüştür.Koyun ve keçi ya bir yaşını bitirmeli veya koyunlar yedi, sekiz aylık olduğu halde bir yaşında olanlar kadar gösterişli olmalıdır.Etleri yenilen geyik gibi yabani hayvanlarla, tavuk, horoz, kaz gibi ehli hayvanlardan kurban kesilmez.Bir koyun veya keçi yalnız bir kişi için kurban edilir. Bir deve veya bir sığır, birden yedi kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir. Ortakların kesilen kurbandan haklarını götürü yoluyla değil, tartı ile ayırmaları zorunludur. Kurban Kesilecek Hayvanların Özellikleri Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, uyuzlu ve deli olmasında, boynuzlu veya boynuzsuz olmasında, kulaklarının delinmiş veya enine kesilmiş olmasında, dişlerinin azının düşmüş olmasında, kurban olması yönünden bir sakınca yoktur.İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin çoğunluğu düşmüş veya kulakları tamamen kesilmiş olan boynuzlarından biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından fazlası kopmuş olan hayvan kurban olarak kesilemez. Kurbanın semiz olması efdaldir. Kemikleri içinde iliği kalmamış derecede zayıf olan hayvan kurban olmaz. Kurban Kesmenin Vakti Kurban kesilecek zaman, kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür. Fakat birinci gününde kesilmesi efdaldir.Kurbanlar, şehirlerde veya bayram namazı kılınan diğer yerlerde bayram namazından sonra kesilir. Bir özür nedeniyle bayram namazına gidemeyen kimse güneşin doğmasından yaklaşık bir saat geçtikten sonra kurbanını kesebilir.Geceleyin kurban kesmek mekruh görülmüştür. Çünkü geceleyin sağlıklı bir kesim yapılması güçleşir. Kurban'ın Kesiliş Şekli Kurbanlık hayvan kıbleye yatırılarak ve "Bismillahi -Allahu Ekber" diyerek kesilir. Kurbanı mümkün olursa sahibi kesmelidir. Bu mümkün olmazsa işten anlayan başka bir müslümana kestirmeli ve başında bulunmalıdır. O esnada şu ayetin okunması tavsiye edilir:"inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi'l-âlemîne la şerîke leh = Şüphesiz benim namazım, kurbanım ve diğer ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur."Kurbanı başkasına kestiriyorsak yalnız kurban sahibinin "Bismillahi- Allahu ekber" demesi yetmez. Kurbanı kesenin de demesi gerekir. Bir kimse kurban kesme esnasında bilerek besmeleyi terkederse kurbanın eti yenmez.Hayvanı kesileceği yere incitmeden götürmeli, bıçağın oldukça keskin olmasına dikkat etmelidir ki, boğazlanırken hayvana fazla ıztırap verilmesin. Kurbanın Eti, Derisi Hakkında Yapılacak Şeyler: Kurban bayramında kurban niyetiyle kesilen hayvanın etinden sahibi yiyebileceği gibi başkalarına da ikram edebilir. İsterse fakirlere dağıtabilir. En güzeli de budur. Kurbanın etini dağıtırken üçe ayırıp, bir kısmını kendisinin ve ailesinin yemesi, bir kısmını dost ve arkadaşlarına ikram etmesi, kalan üçte biri de fakirlere dağıtması en güzel şekil olarak tavsiye edilmiştir. Ancak kesen kimsenin kendi ailesi oldukça kalabalık ve ihtiyaçları varsa o halde kurbanın etini onların yemeleri için ayırabilir. Bunda da bir sakınca yoktur. Kesilen kurbanın deri, et, yün, baş, yağ gibi parçalarının satılması mekruhtur. Eğer satılırsa bile kıymetini mutlaka fakirlere tasadduk etmek gerekir. Kurbanı kestirmek için tutulan kasaba ücret olarak kurbanın derisini ve bar-sağını vermek doğru değildir. Kurbanın, zekâtta olduğu gibi kesildiği bölgeden başka bir beldeye nakledilmesi, gönderilmesi hoş görülmemiştir. Yakın çevredeki fakir ve muhtaçlara verilmesi daha doğru olur. Bir kimse vefat etmiş olan bir yakını adına kurban kesip, sevabını bağışlayabilir. Aynı şekilde etinden de yiyebilir veya başkalarına verebilir. Bir kimse kurbanı kesmek yerine parasını tasadduk edeyim dese doğru olmaz. Kurbanda Allah adına kan akıtmak esastır. BAYRAM NAMAZLARIKendilerine Cuma Namazı farz olan kimselere bayram namazı kılmak vaciptir. Kurban ve Ramazan Bayramı namazları vaciptir. Bayram namazlarının vakti güneş doğduktan 45-50 dakika sonradır.Bayram namazları ikişer rekattır. Cemaatle açıktan kılınır.Ezan ve kamet okunmaz. Cemaat "niyet ettim iki rekat bayram namazını kılmaya, uydum hazır olan imama" diye niyet eder. "Allahu Ekber" diye ifti-tah tekbiri alınır. Eller bağlanır, cemaat ve imam gizlice "Sübhaneke" okur. Sonra imam açıktan, cemaat içinden üç defa "Allahu Ekber" diye ellerini kaldırarak tekbir alırlar. Üçüncü tekbirin arkasından eller bağlanır ve imam gizlice "Euzü- besmele"den sonra Fatiha ve Kur'an'dan bir miktar ayet okur. Sonra diğer namazlarda olduğu gibi rüku ve secdeler yapılır. İkinci rekatta imam gizlice besmele okur. Arkasından Fatiha ile yine bir miktar ayet okur. Tekrar birinci rekatt a olduğu gibi üç tekbir alınır. Dördüncü tekbirle rüku'ya gidilir ve diğer namazlar gibi ikinci rekat da tamamlanır.Arkasından hutbe okunur ki bu sünnettir. TEŞRİK TEKBİRLERİKurban bayramında arefe günü sabah namazından itibaren, bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç vakit farz namazdan sonra bir kere "Allahu ekber, Allahu ekber, La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahu ekber, velillahil-hamd" diye tekbir getirilir. Buna "teşrik tekbiri" denir. Teşrik tekbirleri bir çok fakihin görüşüne göre vacipdir.
Gündem
Yayınlanma: 09 Haziran 2024 - 08:38
Kurbanla İlgili Fıkhî Bilgiler
Allah rızasını kazanmak için belli şartları taşıyan hayvanın kesilmesidir. Kurban ibadeti, Hz. İbrahim'in oğlunu kurban olarak kesmeye niyetlenmesi ve Allah'ın Hz. İsmail yerine bir koç göndermesi olayına dayanır.
Gündem
09 Haziran 2024 - 08:38
İlginizi Çekebilir